iş kazasında ölen kişinin ailesinin hakları
Sağlık Bakanlığı, 13 Temmuz 2021 tarihinde Covid-19 salgını nedeniyle Türkiye’de 46 kişinin yaşamını yitirdiğini ve günlük vaka sayısının 6.285 olduğunu açıkladı. Buna göre 13 Temmuz 2021 itibarıyla resmi açıklamalara göre salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 50.324, vaka sayısı ise 5.493.244 oldu.
Amerika’nın ve aynı zamanda dünyanın en zengin ailesi Walton’lar. Aile Wal-Mart Stores’un kurucusu Sam Walton’ın hayatta olan çocuğu ve yeğenlerinden oluşuyor. Aile şu anda, 2005 yılında bir uçak kazasında ölen oğlu John’un eşi ve kardeşi James Bud Walton’ın iki kızından ibaret. 63 milyar dolar fark
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. Maddesi “Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz” demektedir. İlkesel yönden özerkliğe saygı, yararlılık ilkesinin karşı kutbunda yer almaktadır.
Haksız fiil sonucu (kasten adam öldürmek gibi) ölen kişiler ile iş kazasında hayatını kaybeden işçilerin anne babalarının açtığı “destekten yoksun kalma tazminatı
Ölümler ölüm olayının meydana geldiği tarihten itibaren 10 gün içinde halk sağlığı müdürlüğü tarafından elektronik ortamda nüfus müdürlüğüne bildirilir. Ölüm olayları nüfus müdürlüğüne bildirilirken ölen kişinin nüfus cüzdanı/kimlik kartı aslı da nüfus müdürlüğüne gönderilir. Ölen kişinin
nama klub voli yang bagus dan artinya. İş kazası, işyerinde veya işin yürütümü sırasında gerçekleşen, işçinin ölümüne veya beden bütünlüğünün ihlaline yol açan olaydır. İşçinin ölümü veya yaralanması ile sonuçlanan iş kazası nedeniyle işverenlerin tazminat sorumluluğu kapsamında işçiler, iş kazası nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın tazminini işverenden dava yoluyla talep tarz uyuşmazlıklarda arabuluculuk zorunlu dava şartı değildir. İş Kazası Sonrasında İşçini Hakları Nelerdir? İşçi yapmış olduğu iş ile ilgili olarak kazaya uğramış ise kusur durumuna ve maluliyet oranına göre işverenden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. İşçi, iş kazası sonrası eğer işveren tarafından SGK’ya bildirimde bulunulmamış ise derhal bildirimde bulunmalı ve işveren karşı maddi ve manevi tazminat istemiyle avukatla dava açmak haklarınızın korunması için önemlidir. İş Kazası Halinde Yapılması Gerekenler Nelerdir? İş kazasının meydana gelmesiyle birlikte işçi ve işverene bazı hususlarda yükümlülükler doğmakta, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ise tarafların sorumluluğuna neden olmaktadır. İşbu nedenle iş kazasının meydana gelmesi halinde yapılacak işlemler şu şekildedirdir. İş kazasıyla birlikte sağlık müdahalesi kaza raporu düzenlenerek, tutanağa iki şahit adı yazılır ve imzaları bağlı bulunan kolluk birimine Emniyet veya Jandarma bağlı bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu Birimine bildirilir. İş kazası geçirilmesi halinde bu işlemlerin yapılması gerekmektedir. Şayet bu işlemlerin yapılmaması halinde işlemi yapmaya zorunlu olan şahıslar için gerekli soruşturma başlatılarak şahısların sorumluluklarına gidilecektir. Nitekim kanunun belirlemiş olduğu sürelere uyulması gerekir. Şayet bu sürelere uyulmaması işveren ve işçinin kusur oranları belirlemede önemli bir etken olabilir. İş Kazası Halinde Açılacak Davalar Nelerdir ? İş kazasının meydana gelmesiyle birlikte, işçinin yaralanması, ölümü hallerinde ilgili kolluk birimi ve Cumhuriyet Savcısı gerekli soruşturmayı yaparak ilgililer aleyhine ceza davası açacaktır. Bunun yanı sıra işçi veya mirasçıları işçinin ölümü halinde tarafından da hukuk davaları açılabilecek, tazminata yönelik taleplerini mahkemeden istenebilecektir. Görevli ve yetkili mahkemede açılacak maddi tazminat davası ve manevi tazminat davası gibi davalar, iş kazası temelli olacak ve iş kazası neticesinde işçinin uğramış olduğu maddi manevi zararı tazmin etme amacı taşıyacaktır. Bunun yanı sıra iş kazası halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılacak rücu davaları da söz konusudur. Bu davalarda kusurun işverene ait olması veya üçüncü bir kişiye veya işçiye ait olması hallerinde Kurum, ödemiş olduğu bedeller için rücu edebilecek ve bunu dava konusu yapabilecektir. İş kazası neticesinde; Ceza Soruşturması ve Ceza DavasıMaddi ve Manevi Tazminat DavasıSosyal Güvenlik Kurumu Tarafından Açılacak Rücu Davaları İş Kazası Neticesinde Ceza Soruşturması Nedir? İş kazasının meydana gelmesiyle birlikte bağlı olunan kolluk birimine işveren tarafından bildirim yapılmalıdır. Bağlı olunan kolluk birimi polis olabileceği gibi jandarma da olabilir. Bildirimin yapılmasıyla birlikte ilgili iş kazası için dosya açılacak ve kolluk birimleri tarafından tahkikat aşamasına geçilecektir. Burada bir ölümün varlığı halinde dosya ile bizzat Cumhuriyet Savcısı ilgilenecek ve şayet kusurlu şahısların tespiti ile birlikte bu kusurlu kişiler aleyhine iddianamenin düzenlenmesiyle birlikte ceza davası açacaktır. İş kazası nedeniyle ölüm meydana gelmesi halinde, şayet ilgililere kusur atfedilebilmişse Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri gereği ceza davası açılacak ve şirket yetkilileri ve sorumlulukları tespit edilen şahıslar sanık olarak yargılanacaklardır. İş Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat Davası Nedir? İş kazası geçiren işçi, psikolojik veya fiziki olarak zarara uğradığı takdirde bu zararın giderilmesi sebebiyle Türk Borçlar Kanunu uyarınca tazminat davası açma hakkına sahip olacaktır. Türk Borçlar Kanunun 49. Maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür” İşbu madde gereğince iş kazası geçiren işçi maddi zararının giderilmesini söz konusu kazanın ilgililerinden isteyebilecektir. Bunun yanı sıra ölüm ve bedensel zararlarda zarara uğrayan işçi bazı giderlerin karşılanmasını talep edebilecektir. Bu kapsamda tedavi giderleri, işçinin kazanç kaybı, malullük sebebiyle çalışma gücünün kaybından doğan zararlar istenebilecektir. İş kazası sonucu ölüm meydana gelirse Cenaze giderleri ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar da işçinin yakınları tarafından tazmin edilebilecektir. İş kazası meydana geldiğinde iş kazasına uğrayan işçinin veya bazı alacak kalemleri için yakınlarının, tazminini talep edebileceği maddi tazminat kalemleri şu şekildedir Tedavi GiderleriKazanç ZararlarıÇalışma Gücünün Azalmasından yahut Yitirilmesinden Doğan ZararlarEkonomik Geleceğin Sarsılmasından Doğan ZararlarCenaze GiderleriÖlenin Desteğinden Yoksun Kalan Kişilerin Uğradığı ZararlarÖlüm Hemen Gerçekleşmemişse Tedavi Giderleri ve Çalışma Gücünün Azalmasından Yahut Yitirilmesinden Doğan Zararlar İş Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat Davası Nedir? Türk Borçlar Kanunumuzun 56. Maddesinde manevi tazminat şu şekilde düzenlenmiştir; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” İşbu madde uyarınca, iş kazası nedeniyle zarar gören işçi veyahut işçinin ölmesi durumunda yakınları manevi tazminat davası açabilmektedir. İş kazası nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesinin bazı şartları bulunmaktadır; Hukuka aykırı bir fiilin meydana gelmesiHukuka aykırı fiilin neticesinde maddi bir zararın meydana gelmesiFiil neticesinde zararın meydana gelmesiMeydana gelen zarar ile hukuka aykırı fiilin arasında illiyet bağı bulunması Yukarıda açıklanan şartların biri ya da birkaçı bulunduğu takdirde manevi tazminata hükmedilecektir. İşçinin zarara uğraması halinde, ailesi ve yakınları da iş kazası sebebiyle etkilenir ve psikolojileri bozulursa işçinin yakınları da manevi tazminat davası açmaya hak kazanacaktır. İş Kazası Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir? İş kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, iş kazasının ölümle sonuçlanması halinde istenebilecek bir tazminat çeşididir. Bu tazminata hükmedilebilmesi için iş kazası sonucunda işçinin ölmesi ve ölen işçinin ailesinin, yakınlarının bu olaydan dolayı destekten yoksun kalacak ve maddi kayba uğrayacak olması gerekmektedir. İş Kazası Halinde Yapılması Gerekenler İş kazasının meydana gelmesi halinde ilk olarak işçinin ilgili bir sağlık kurumuna götürülmesi ve tedavisine başlanması gerekmektedir. Sağlık kurumundaki kayıtlarda “iş kazası” ibaresi bulunmasına dikkat 3 gün içerisinde SGK’ya iş kazasının bildirimini yapmak zorundadır. Bildirim yapılmadığı takdirde işverene idari para cezası kazası süresince işveren tedavi konusunda gerekli özeni göstermelidir. Göstermemesi halinde işçi tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılması uygun olacaktır. İş Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Nasıl Hesaplanır? İş kazası tazminatı hesaplanırken, işçinin kaza geçirmemiş olması durumunda elde edeceği gelir hesaplanmaya çalışılmaktadır. İş kazası tazminat miktarı hesaplamasında dikkate alınacak ilk husus işçinin almış olduğu aylık ücret miktarıdır. Hesaplamanın doğru ve eksiksiz yapılabilmesi için işçinin almış olduğu ücretin tespiti büyük önem arz etmektedir. İş kazası tazminat isteminde aktif dönem ve pasif dönem hesapları da hesaplamaya dahil edilmektedir. Bu nedenle bir diğer etken işçinin aktif olarak çalışabileceği süredir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararları doğrultusunda işçiler için bu yaş sınırı 60 yaş olarak belirlenmiştir. Yaşam süresi hesaplamaya etki eden başka bir faktördür. Yaşam süresi kişinin ortalama yaşayabileceği süre dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Ortalama 70 yaşına kadar 60-70 yaş arası pasif dönem de iş kazası tazminatı için yapılan hesaplamaya dahil edilmektedir. İş Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Görevli Mahkeme Neresidir? İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri iş mahkemeleri görevlidir. İş Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme Neresidir? İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında iş kazasının gerçekleştiği, yani haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemesi yetkilidir. Bunun yanı sıra genel yetki kuralları da geçerli olmakla beraber davalının ikametgahında da dava açılabilecektir. İşveren İş Kazası Geçiren İşçiyi İşten Çıkarabilir Mi? İşçinin iş kazası geçirmiş olması işverene doğrudan iş sözleşmesini haklı olarak feshetme hakkı vermemektedir. Kazaya uğrayan işçi hala o işi görmeye devam edebilecek durumda ise ve buna rağmen iş kazası geçirmesi sebebiyle işten çıkarılıyorsa, işveren aleyhine tazminat borcu doğmaktadır. İşçinin iş kazası sebebiyle artık işi görmeye devam edemeyecek durumda olması halinde ise işveren, işçiye kazanmış olduğu işçilik alacaklarını ve iş kazası geçirmiş olması sebebiyle kazandığı haklarını işveren işçiyi işten çıkartarak sorumluluktan kurtulamaz. İş Kazası Davası Nasıl Açılır? İş kazası sonrası işçi, yetkili iş mahkemesine vereceği bir dilekçe ile gerekli harç ve gider avansını da yatırarak iş kazası tazminat davasını açabilmektedir. Bu tarz davaları avukatla takip edilmesi hak ve menfaat kaybı olmaması için önemlidir. İş Kazasının Tespiti Davası Nedir? İş kazası, işveren tarafından mutlaka Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmelidir. İşveren veya işçinin bildirimi üzerine SGK müfettişler aracılığıyla inceleme yaparak meydana gelen olayın iş kazası olup olmadığını, olayın oluş şekli ve tarafların kusur durumunu düzenleyen bir inceleme raporu düzenler. İnceleme raporunda olayın iş kazası olarak nitelendirilmesi halinde hak sahibi iş mahkemesinde doğrudan maddi ve manevi tazminat davası açabilir. İş kazası, Sosyal Güvenlik Kurumuna SGK bildirilmesine rağmen meydana gelen olay SGK tarafından iş kazası olarak kabul edilmemişse hem SGK hem de işverenin davalı olarak gösterileceği bir “iş kazasının tespiti davası” açılmalıdır. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Bu nedenle, iş kazasının tespiti davası, tazminat davasından bağımsız bir dava şeklinde görülür. İş kazasının tespiti davası açma süresi, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. İş kazası tazminat davası, ayrı bir dava şeklinde açılan iş kazasının tespiti davasının kesinleşmesini bekletici mesele de yapılabilir. İş kazasının tespiti davası, işçi lehine iş kazasının tespit edilmesiyle sonuçlanarak kesinleştikten sonra maluliyet halinde işçiye, ölüm halinde ölenin hak sahibi yakınlarına SGK tarafından düzenli bir gelir bağlar. Bağlanan gelirin belli bir kısmı, tazminat davasında talep edilen tazminat miktarından indirilir. İş kazası kuruma SGK bildirilmeden tazminat davası açılmışsa, iş mahkemesi tarafından davacıya iş kazası iddiasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar etmesi için süre verilmelidir. Olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde bu kez Sosyal Güvenlik Kurumunun ve hak alanını etkileyeceğinden işverenin taraf gösterildiği “iş kazasının tespiti davası” açması için davacıya süre verilmelidir. Açılacak olan bu tespit davasının neticesi tazminat davasını gören mahkemece beklenerek sonucuna göre yargılama yapılmalıdır. İş Kazası Tazminat Davası Açma Süresi Ne Kadardır? İş kazası sonucu açılacak olan tazminat davaları Borçlar Kanunu genel hükümleri çerçevesinde 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Ancak meydana gelen kaza neticesinde ceza davası açılmış ve ceza davası dava zamanaşımı süresi 10 yıldan fazla ise ceza dava zamanaşımı dikkate alınmaktadır. İşçi de iş kazası sonucu meydana gelen maluliyet zamanla artmakta ve tam net tespit edilemiyor ise iş kazası zamanaşımı süresi maluliyet oranının kesin olarak tespitinin yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. İş Kazası Davası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Arabuluculuk Zorunlu Mu? 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun Maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na göre İş Kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istekleri zorunlu arabuluculuğa tabi değildir. Buna karşılık tarafların uzlaşma niyetinin olması halinde Arabuluculuk uyuşmazlığın hızlı bir şekilde sonuçlandırılması için uygun bir çözüm yoludur. Bu durumda sürecin bir avukat aracılığı ile takip edilmesi, işveren tarafından yapılacak tekliflerin makul ve makbul olup olmadığının değerlendirilmesi açısından zorunludur. İş Göremezlik Tazminatlarının hesaplanması, arabuluculuk son tutanağının ve anlaşma belgelerinin temsil edilen işçinin haklarını azami oranda koruyabilmesinin sağlanması bir avukatın aktif desteği sağlandığında ulaşabilecek bir sonuçtur. Diğer türlü Arabuluculuk ile sonuçlanan bir uyuşmazlık hakkında 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 15/5. Maddesinde yazılı hüküm gereğince aynı konuya ilişkin artık dava açılamaz. Bunun anlamı örneğin, kısmı bir ödeme zannedilerek alınan cüz’i bir tutarla, büyük bir tazminat alacağından vazgeçirilmiş olma riskiniz bulunmaktadır. Bu nedenlerle bu süreçte telafisi güç veya imkansız sonuçlar doğma ihtimali nedeniyle bir avukat yardım alınması tavsiye edilir. İş Kazası Tazminat Davasında Asıl İşveren/Taşeron Sorumluluğu Nedir? Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerden uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işlerde çalıştıran diğer işveren ile iş verenin arasında kurulan ilişkiye asıl işveren/ alt işveren taşeron ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren- alt işverenin taşeron işçilerine karşı, o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunundan ve iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu TİS. den doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte iş kazası sebebiyle uğradığı zarardan İş Kanunu gereği asıl işveren ve alt işveren taşeron müteselsilen sorumludur. Maddi ve Manevi Tazminat Davasıyla İlgili Emsal Karar; Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin . 2019/1518 E. , 2019/6657 K.; “İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, iş yeri ve/veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. Somut olayda, hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, sigortalının yaptığı iş, yaşı ve kıdemi belirtilmek suretiyle emsal ücret araştırması yapıldığı,…Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası tarafından olay tarihi olan tarihi için net 793 TL aylık gelir bildirildiği, bu bağlamda müteveffanın tır şoförü olarak çalıştığı, vasıflı çalışan olması hasebi ile asgari ücret üzerinde geliri olmasının olağan olduğu gözetilmeksizin asgari ücret üzerinden yapılan hesaba itibarla destekten yoksun kalma tazminatlarına hükmedilmesi hatalı olmuştur.” Daha fazla makale için tıklayınız. Avukata Danışmak Ücretli Midir? Avukata Vekalet Nasıl Verilir ? Hakkımda Açılmış Bir Dava Var Mı? Nasıl Anlarım ?
Mahkemede Ölümlü Trafik Kazasına Dair Cezalar Ülkemizde ve dünya genelinde her sene çok sayıda trafik kazası yaşanıyor. Yaşanan bu trafik kazası sonrasında insanlar ölebiliyor ya da yaralanabiliyorlar. Bu gibi durumlarda devreye ölümlü trafik kazası davaları giriyor. Anayasa koşullarında yapılan mahkemelerde ölen kişinin ailesi ya da yaralanan ve artık hayatı boyunca çalışmayacak olan kişiler bu trafik kazasının sorumlusuna maddi ve manevi tazminat davası açabiliyor. Aynı zamanda en az bir motorlu aracın katıldığı bu trafik kazasında ölen ve yaralanan kişi dışında üçüncü şahısların mülkleri de zarar zarar gören kişi de trafik kazasının sorumlusuna manevi tazminat davası açabilir. Ölümlü trafik kazalarında verilen cezalar sadece maddi tazminat ve manevi tazminat ile de kalmıyor. Trafik kazasında kişinin ölmesine sebebiyet veren şahıs da ceza mahkemesinde sonuçlanacak davayla hapis cezasına çarptırılıyor. Şimdi gelin sizlere ölümlü trafik kazalarındaki cezalar davalar gibi her detayı anlatayım. Trafik Kazasında Dava Nerede Açılır? Yaşanmış olan trafik kazası kapsamında açacağınız dava için asliye hukuk mahkemesine gitmeniz gerekiyor. İkamet ettiğiniz bölgede ya da kaza yaptığınız yerde bulunan asliye hukuk mahkemeleri trafik kazası için açacağınız maddi ve manevi tazminat davalarına bakıyor. Bunun yanı sıra trafik kazasında eğer ölen kişi varsa bu bir suç olduğundan devreye ağır ceza mahkemeleri de giriyor. Ölen kişinin ailesinin isteği doğrultusunda kazanın oluşmasına sebebiyet veren şahsa ağır ceza mahkemesine gidilerek dava açılıyor. Bunun sonucunda 7 yıla kadar ölümlü trafik kazası tutuklama sonucu çıkabiliyor. Hangi Asliye Hukuk Mahkemelerinde Dava Açılıyor; Ölümlü trafik kazası için açacağınız maddi ve manevi tazminat davaları için asliye hukuk mahkemelerine gidebilirsiniz. Trafik kazasının medyana geldiği bölgedeki davalarla ilgilen asliye hukuk mahkemesine gidebilirsiniz Trafik kazası sonucunda ölen ya da yaralanan kişinin ikamet ettiği bölgedeki asliye hukuk mahkemesine gidebilirsiniz Trafik kazasının olmasına neden olan kişinin ikamet ettiği bölgeyle ilgilenen asliye hukuk mahkemesine gidebilirsiniz. Trafik Kazası Sonrasında Sigorta Şirketine Dava Açılabiliyor Mu? Aracınız için yaptırmış olduğunuz trafik sigortası ve kasko sigortası o araçla girdiğiniz bir trafik kazasında sizin yaralanma bedensel zarar görme ya da ölme durumlarında sorumlu hale geliyor. Bundan dolayı oluşacak hem manevi hasarı hem de maddi hasarı açılan tazminat davası ile ödemek durumunda kalır. Sigorta şirketlerine de trafik kazası sonrasında dava açabiliyorsunuz. Bunun için asliye ticaret mahkemelerine gitmeniz gerekiyor. Araç sigortaları ticari bir işlem olduğundan dolayı bölgenizdeki asliye ticaret mahkemeleri bu davalarla ilgileniyor. Kimler Trafik Kazası Davası Açabilir? Yaşanmış olan trafik kazalarında hem yaralanan kişi hem de ölen kişinin ailesi dava açma hakkına sahiptir. Ölümlü trafik kazalarında tazminat davası kimler tarafından açılabiliyor sizlere detaylıca anlatayım. Trafik kazasında yaralanmış olan kişi maluliyeti nedeniyle kalan çalışma süresi üzerinden maddi tazminat açabilir. Aynı zamanda kazada duyduğu acı ve keder için de manevi tazminat açabilir. Kazada ölmüş olan bekar kişinin annesi ve babası ile evli olan kişinin eşi suçlu kişiye hem maddi hem de manevi tazminat davası açabilir. Trafik kazasında yaralanan ve bedensel anlamda fonksiyon kaybı yaşayan kişilerin annesi babası ve eşi sadece manevi tazminat davası açmakla yükümlüdür. Ölümlü trafik kazalarında ölen kişiden destek alan anne baba eş dışındaki tüm akrabalar da karşı tarafa maddi tazminat davası açabilir. Aynı zamanda ölen kişiden kaynaklı duydukları acıdan dolayı da manevi dayanışma tazminatı açabilirler. Trafik Kazasında Kimlere Karşı Dava Açılabilir? Ölümlü trafik kazaları cezaları kapsamında geçirdiğiniz trafik kazasında bazı kişilere maddi tazminat ve manevi tazminat davası açabilirsiniz. Aracın Sürücüsü; Trafik kazasına sebep olan aracın sürücüsü aracın işleticisi sayıldığından dolayı o kişiye her türlü tazminat davası açabilirsiniz. Aracın Sahibi; Yaşanan trafik kazası sırasında her ne kadar sorumlu kişi aracın sahibi olmasa dahi o araç kendisinin olduğu için aracın sahibine tazminat davası açılabiliyor. Aracın İşleteni; Yaşanan trafik kazalarına göre kazaya sebebiyet veren aracın işleteni her zaman suçludur. Bundan dolayı aracın işleteni maddi ve manevi tazminat davası açabilirsiniz. Sigorta Şirketi; Trafik kazasına karışmış olan aracın trafik sigortasını ve kasko sigortasını yapmış olan sigorta şirketine her türlü tazminat davası açılabilir. Bir nevi sigortayı yapan firma o araçtan sorumludur. Ölümlü Trafik Kazalarında Açılabilecek Davalar Nelerdir? Anayasadaki ölümlü trafik kazası tazminat 2018 yılında da düzenlenmiştir. Yaşanmış olan ölümlü trafik kazalarında ölen kişinin yakın ailesi karşı tarafa 4 farklı tazminat davası açabilir. Manevi Tazminat; Ölen kişinin ailesi yakınının ölmesinden kaynaklı olarak duyduğu keder ve acı üzerine karşı tarafa açtığı davaya manevi tazminat davası deniyor. Cenaze Gideri Tazminatı; Ölen kişinin her türlü cenaze masraflarının karşılanması için açılan tazminat davasıdır. Hastane Masrafları Tazminatı; Yaşanmış olan trafik kazasında henüz daha kişi ölmeden önce hastanede geçirdiği süre zarfında ortaya çıkan masrafları karşı tarafa karşılatmak için tazminat davası açılabilir. Destekten Yoksun Kalma Tazminatı; Diğer bir adı da maddi tazminat davasıdır. Ölen kişinin geride bıraktığı ve maddi destek olduğu kişilere bu maddi desteği sağlamak için verilecek olan parada açılan tazminat davasıdır. Trafik Kazalarında Manevi Tazminat Neye Göre Belirlenir? Yaşanan trafik kazalarında ölen ya da yaralanan kişinin yakın ailesi trafik kazasına sebebiyet veren kişiye manevi tazminat davası açabilir. Açılmış olan bu davada hakim belirli kriterlere göre sonuç verir. Her iki tarafın da sosyal ve ekonomik açıdan durumları Yaşanan trafik kazasının meydana gelme şekli Trafik kazasında her ki tarafın da kusur oranı Hak ve nesafet kuralları Trafik Kazalarında Maddi Tazminat Neye Göre Belirlenir? Ölümlü kazalarda kan parası yaşanan trafik kazalarında suçlu tarafa açılan maddi destek tazminatı davası sonucu belli olur. Bunun için de maddi tazminat hesaplama tablosu bulunuyor. Trafik kazası ölüm tazminat hesaplama tablosu kapsamında her insan için 65 yaşına kadar aktif sonraki 7 sene yani 72 yaşına kadar pasif çalışma olarak kabul edilir. Ölen kişinin yaşına göre ne kadar çalışma süresi kaldığı belirlenir. Ardından ölen ya da yaralanmış olan kişinin maluliyet oranı ve kaza kusur oranı belirlenmelidir. Aynı zamanda kişinin aylık kazandığı para da önemlidir. Bu sayılarda yapılan hesaplamada kişinin 72 yaşına kadar çalıştığında elde edeceği gelir hesaplanır ve maddi tazminat olarak belirlenir. Helvacı hukuk bürosu kurulduğu ilk günden bu yana çeşitli davalarda görev alıyor. İlgili hukuk bürosu ölümle sonuçlanan trafik kazalarında da devreye giriyor ve müvekkillerine gerek avukatlık kapsamında gerekse de danışmanlık kapsamında hizmet veriyor. Ölümlü trafik kazası avukat hizmeti için Av. Mehmet Ali Helvacı sektördeki en kaliteli avukatların başında geliyor. Girdiği çok sayıdaki dava üzerinden başarılı sonuçlar almış olan Av. Mehmet Ali Helvacı gerek maddi gerekse de manevi tazminat davalarında müvekkillerinin haklarını sonuna kadar almıştır. Ölümlü Kazalarda Ceza Ölümlü trafik kazalarında kusurun tek taraflı ya da çift taraflı olması önem kazanır, durumunun belirlenmesinin ardından ölen kişinin bakmakla yükümlü olduğu ailesi tazminat talep etme hakkı elde eder. Ölümlü kazalarda ceza Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan kamu davası sonucunda belli olur. Trafik kazasının ardından dava açmak için Asliye Hukuk Mahkemesine başvurmak gerekir ancak trafik kazasında ölüm gerçekleşmesi halinde ağır ceza mahkemesine başvuru gerçekleştirir. Tazminat Davası Nerede Açılır? Ölümlü trafik kazalarında ölen kişinin mağdur olan yakınları karşı tarafa maddi ve manevi tazminat açma hakkına sahiptir. Ölümlü kazalarda ceza ağır ceza mahkemeleri tarafından belirlenir ancak tazminat davalarında yetkili olan Asliye hukuk mahkemeleridir. Duruşmalar ölümlü trafik kazası yasalarına göre yapılır. Ölen kişinin ailesi sadece tazminat davası açmakla kalmaz aynı zamanda karşı tarafın hapis cezası ile cezalandırılması için başvuruda bulunma hakkına sahip olur. Ölümlü Trafik Kazasında Hapis Cezası Ne Kadardır? Trafik kazasında ölen kişinin ailesinin başvurusu üzerine açılan davalarda ölümlü kazalarda ceza dikkate alınarak yargılama gerçekleştirilir. Tutuklanma halinde kusurlu olan taraf en fazla 7 yıla kadar hapis cezası alır ancak hapis cezası ile birlikte tazminat davası cezası da hükmolunur. Bu tür ölümlü kazalarda ceza davaların sonuçlanması süresi 1,5 yıl ile 3 yıl arasında değişmektedir, tarafın yakınları sigorta tahkim komisyonuna başvuruda bulunması halinde dava süresi kısalır. Ölümlü Trafik Kazasında Ehliyete Ne Kadar Süre İle El Konulur? Karayolları Trafik Kanunu’na göre işledikleri suçlardan dolayı haklarında ceza uygulanan sürücülerin aldıkları her ceza için ceza puanı belirlenir ölümle sonuçlanan trafik kazalarında asli kusurlu sayılan sürücülerin ehliyetlerine 1 yıl süreyle el konur. 1 yıl sonunda sürücüler belgelerini trafik birimine ya da en yakın Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurarak geri alır. Trafik Kazalarında Kan Parasını Kim Öder? Halk arasında kan parası olarak adlandırılan maddi ve manevi tazminat trafik kazası sonrasında kişinin ölümüne sebep olan tarafından ödenir. Kan parası; Kusur oranı Ölenin geliri Eğitim durumu Geride kalan çocukların eğitimi Eşinin ekonomik durumu Geride kalan eşin yaşı Ölümünün ardından SGK maaşının bağlanıp bağlanamaması gibi birçok faktör değerlendirilerek hazırlanan rapor ile hesaplanır. Trafik kazasında ölüm olursa ne olur?Trafik kazasında kişi hayatını kaybettikten sonra ardında kalan kişiler dava açarak maddi kaybın tekrardan elde edilebilmesi adına mahkemeye başvurabilir. Kaza yapan kişi ceza alır mı?Kaza yapan kişi kusurlu konumdaysa ceza alır. Ancak kusurluk konumda değilse dava açarak maddi zararı karşılayabilir. Ölümlü kazalarda kan parasını kim öder?Ölümlü bir kaza olmuş ise kan parası karşı taraftan ödenir. Ancak ölümlü kazada ölen kişi kusurlu ise kan parası gibi bir durum söz konusu olamaz. Ölümle sonuçlanan trafik kazaları ehliyet kaç yıl alınır?Karşı tarafın ölümüne sebep olan bir kaza olmuş ise ehliyet bir yıl kadar süreyle alınır. Bu sürecin uzaması kusur durumuna göre farklılık sağlar. İlginizi Çekebilir; Ölümle Sonuçlanmış Trafik Kazalarına Mahkemede Nasıl Cezalar Veriliyor Trafik Kazasında Maddi ve Manevi Tazminat Davası Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davası Süreci Nasıl İşler? İş Kazasında Ölüm Halinde Hangi Davalar Açılır? Ölümlü Trafik Kazalarındaki Mahkeme Süreci Hakkında Detaylar
Eğer ölüm iş kazası ve meslek hastalığı dışında bir sebeple meydana gelmiş ise aranan şartları taşımaları halinde ölen sigortalının eşine, çocuklarına ve ana/ babasına hak sahipleri uzun vadeli sigorta kolu olarak düzenlenen ölüm sigortası kolundan aylık bağlanmaktadır. Ölüm iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meydana gelmiş ise bu sefer ölen sigortalının hak sahiplerine iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolundan gelir bağlanmaktadır. Yazının devamı için tıklayınız. Instagram'dan takip etmek için tıklayınız
Anasayfa » Diğer » 2021 İş Kazasında Maddi Tazminat Şartları Neler? Kapsama Giren Durumlarİş kazasında maddi tazminat almak için güncel şartları yazımızdan inceleyebilirsiniz. İş kazası sonucunda tazminat davası nasıl açılır, ne kadar ödeme alınır gibi sorularınızın cevaplarını da detaylı anlatımla yazımızda kazasında maddi tazminat almak için aşağıda verilen şartların yerine getirilmesi gerekir. İş kazasında maddi tazminat şartları şu şekilde verilirSigortalı olarak çalışan kişinin ölmesi durumunda anne veya babasının ihtiyaçlarını karşılamaları için maddi tazminat alınabilir. Anne ve babanın bu tazminattan yararlanabilmesi için 65 yaşının üzerinde olması sigortalının iş veya trafik kazası geçirmesi sonucunda eşine ve çocuklarına maddi tazminat bağlanır. Bunun için eşin veya çocukların babalarının ölüm belgesi ile beraber giderek işyerinden maddi tazminatını almaları kadın sigortalının doğum yapmasından dolayı işe gelmediği günlerde iş kazası geçirmesi durumunda maddi tazminat alabilir. Bunun için öncelikle doğum belgesini ve kaza sonucu aldığı sağlık raporunu iş yerine teslim Kazalarının Kapsamına Giren Durumlar Nelerdir?İş Kazalarında Maddi Tazminat Davası Nerede Açılır?İş Kazalarında Maddi Tazminat Davasında Süre Kısıtlamasıİş Kazalarında Maddi Tazminat Davasında Ne Kadar Para Alınır?İş Kazalarının Kapsamına Giren Durumlar Nelerdir?Aşağıda iş kazasında maddi tazminatın alınabilmesi için meydana gelmesi gereken kazalar ve olaylar detaylı bir şekilde açıklanmaktadırÇalışan sigortalının işyeri sınırları içerisinde bedensel veya ruhsal kaza geçirmesi sonucunda maddi tazminat alma hakkı vardır. Kazanın niteliği önemli görülmez. Sadece işyerinde geçirilmiş olması tarafından başka bir şehre veya ülkeye gönderilen çalışanın bulunduğu yerde iş kazası geçirmesi sonucunda maddi tazminat alma şansı kadın sigortalının doğum yapması sonucunda işe gitmediği izinli günlerinde kaza geçirmesi durumunda da işyerinden maddi tazminat aracı ile çalışan sigortalı trafik kazası yaptığı zaman da maddi tazminat davası açabilme hakkına yürüttüğü işlerden birinde çalışan kişi habersiz bir şekilde çalıştığı zamanlarda başına bir kaza geldiğinde iş yerinden maddi tazminat alabilme hakkına Kazalarında Maddi Tazminat Davası Nerede Açılır?Aşağıda iş kazalarında maddi tazminat davasının açılabildiği mahkemeler ile ilgili bilgiler yer almaktadırİş kazaları sonucu maddi tazminat davasının açıldığı mahkeme, sigortalı olarak çalışan kişinin ve patronun ikamet ettiği yerde bulunan yerleşim yeri sigortalının iş kazasını yaptığı güzergahta bulunan İş Mahkemelerinde de maddi tazminat davası kazası sonucu ölen çalışanın yakınlarının veya ailesinin oturduğu ilde veya kasabada bulunan İş Mahkemelerinde de davalar Kazalarında Maddi Tazminat Davasında Süre Kısıtlamasıİş kazası sonucu maddi tazminat davasının açılması için belirlenen sürenin geçirilmemesi gerekir. İstenilen sürenin geçirilmesi durumunda işyerinden tazminat alınamaz. İşyerinden maddi tazminat almak isteyenler iş kazasının meydana geldiği süreden itibaren 10 yıl içerisinde İş Mahkemelerine giderek maddi tazminat davası açmalıdır. Taksirle meydana gelen iş kazalarının sonucunda tazminatın alınması için 15 yıllık süre Kazalarında Maddi Tazminat Davasında Ne Kadar Para Alınır?İş kazaları sonucunda çalışan sigortalının maddi tazminatının miktarının belirlenmesinde kaza sonucu vücudunda meydana gelen iş görmezlik oranı, yaşı, olayın meydana geldiği zaman gibi unsurlara bakılmaktadır. İş kazası yapan kişinin kaza sonucu vücudunu yüzde yüz kullanamayacak durumda olması durumunda mahkeme tarafından verilmesi gereken maddi tazminat tutarı TL olarak belirlenir. Bu maddi tazminatın yanında kaza sonucu psikolojik olarak da sorunlar içinde olan mağdur çalışana TL değerinde manevi tazminat kazasında maddi tazminat şartları yerine getirildiğinde aynı zamanda manevi tazminat da alınabilir. İş kazası sonucu ölen sigortalının yakınlarının ve ailesinin de İş Mahkemelerine giderek manevi tazminat davası açma hakkı vardır. Ölen kişinin ailesine verilmesi gereken manevi tazminatın miktarını hakim belirlemektedir. Hakim bu miktarı belirlerken ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarına bakmaktadır. Ailelerin ölen yakınının adına alacağı manevi tazminatın miktarı TL olarak belirlenir. EtiketlerŞartları
ÖLÜMLÜ İŞ KAZASI SONRASINDA İŞVERENİN SOSYAL GÜVENLİK KURUMU VE İŞÇİ YAKINLARINA KARŞI MADDİ TAZMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ İş kazası sonucunda hizmet akdiyle çalışan sigortalının ölmesi durumunda sigortalının yakınları işverenden maddi tazminat niteliğinde cenaze gideri, tedavi gideri, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edebilmekte, Sosyal Güvenlik Kurumundan ise yine maddi tazminat niteliğinde aylık ve gelirler, cenaze ödeneği ve tedavi gideri alabilmektedirler. Sosyal Güvenlik Kurumu yaptığı ödemelerin bir kısmını iş kazasının oluşumunda kusuru ya da kastı var ise işverene rücu edebilmektedir. Sosyal Güvelik Kurumunun yaptığı ödemeleri işverene rücu etmesiyle birlikte bazı durumlarda işçiye maddi tazminat olarak mükerrer ödemeler yapılabilmekte ve işveren aynı nitelikteki tazminatı hem Sosyal Güvenlik Kurumuna hem de işçi yakınlarına ödemek durumunda kalabilmektedir. Bu durumun ortadan kaldırılabilmesi amacıyla Türk Borçlar Kanunun 55. Maddesine ’ Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.’’ hükmü getirilmiştir. Hükmün mefhumu muhalifinden, rücu edilebilen sosyal güvenlik ödemelerinin işveren tarafından işçi yakınlarına verilebilecek maddi tazminat miktarından tenzil edilebileceği anlaşılmaktadır. İş kazası sonucunda ölen işçi yakınlarına Sosyal Güvenlik Kurumunca kısa vadeli sigorta kollarından ölüm geliri bağlanmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu da iş kazasının oluşumunda işverenin kusuru var ise ödediği ölüm geliri bedelini işverenin kusuru oranında işverene rücu edebilmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm geliri alan işçi yakınlarının aynı zamanda işverenden de destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları vardır. İşçi yakınlarının açacağı destekten yoksun kalma tazminatı davasında işverenin Sosyal Güvenlik Kurumunun rücu etmesi sonucunda Sosyal Güvenlik Kurumuna ödediği miktarın tenzil edilmesi gerekmektedir. Zira hem Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen ölüm geliri hem de işveren tarafından ödenecek olan destekten yoksun kalma tazminatı maddi tazminat olarak aynı niteliktedir. Bu düzenleme olmasaydı işveren, hem işçi yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı ödeyecek hem de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına ödenen ölüm gelirini kusuru oranında Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekti. Aynı zamanda işçi yakınları da hem Sosyal Güvenlik Kurumundan hem de işverenden aynı nitelikte mükerrer ödeme alabilecekti. Türk Borçlar Kanunun 55. maddesine göre hangi Sosyal Güvenlik Kurumu ödemelerinin işçi yakınlarının işverene karşı açacağı maddi tazminat davasında tenzil edilebileceğinin belirlenebilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına yapılan ödemelerin neler olduğu ve bu ödemelerin niteliğinin bilinmesi gerekmektedir. Sosyal güvenlik sistemimiz 5510 sayılı kanun uyarınca hizmet akdiyle çalışan sigortalılara kısa vadeli sigorta kolları, uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası olmak üzere üçlü bir yapıyla sosyal güvence sağlamıştır. Kısa vadeli sigorta kolları kendi içerisinde iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık hali olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Uzun vadeli sigorta kolları ise malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Genel sağlık sigortası ise üçüncü bir ayrımda düzenlenmiştir. İŞ KAZASI SONUCUNDA ÖLÜM VE KISA VADELİ SİGORTA KOLLARI Hizmet akdiyle çalışan sigortalının iş kazası sonucunda ölmesi durumunda sigortalının yakınlarının kısa vadeli sigorta kolu olan iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolu uyarınca yararlanabileceği haklar şunlardır; - Sigortalının iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölümü halinde, hak sahiplerine gelir bağlanması, - Cenaze ödeneği verilmesi, - Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneğinin verilmesi. Hizmet akdiyle çalışan sigortalının kısa vadeli sigorta kollarının sağladığı haklardan faydalanması için belirli gün sigortalı olması ya da belirli gün prim ödemesi gerekmemektedir. Bu nedenle hizmet akdiyle çalışan sigortalı işe başladığı ilk gün iş kazasına uğrasa dahi kısa vadeli sigorta kollarının sağladığı haklardan yararlanabilmektedir. Görüleceği üzere Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemeler maddi zararın tazminine yöneliktir. 5510 sayılı kanunun 21. maddesi uyarınca ’ İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. ’ kısa vadeli sigorta kolundan işçi yakınlarına ödenen gelirler işverenin kusuru oranında işverene rücu edilebilmektedir. Bu nedenle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına kısa vadeli sigorta kollarının sağladığı haklardan bağlanan gelirler işçi yakınlarının işverene karşı açacağı maddi tazminat davasındaki taleplerden tenzil edilecektir. İŞ KAZASI SONUCUNDA ÖLÜM VE UZUN VADELİ SİGORTA KOLU OLAN ÖLÜM SİGORTASI Hizmet akdiyle çalışan sigortalının iş kazası sonucunda ölmesi durumunda sigortalı yakınlarının uzun vadeli sigorta kolu olan ölüm sigortasından yararlanabileceği haklar ise şunlardır; Ölüm aylığı bağlanması,Ölüm toptan ödemesi yapılması,Aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi,Cenaze ödeneği verilmesi. Ancak, hizmet akdiyle çalışan ve iş kazası ve meslek hastalığı sonucunda ölen sigortalının yakınlarının uzun vadeli sigorta kolunun sağladığı haklardan faydalanabilmesi için ölen sigortalı adına en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekmektedir. Uzun vadeli sigorta kolundan bağlanan ölüm aylığı bedeli ise işçi yakınlarının işverene karşı açacağı maddi tazminat davasında hükmedilecek bedelden tenzil edilememektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun gün ve E. 1977/4-1110-K. 1979/1395 sayılı kararında uzun vadeli sigorta kolundan bağlanan ölüm aylıklarının haksız eylemin yol açtığı tazminattan indirilmemesinin gerekçesi şöyle açıklanmıştır; “Sosyal Sigortalar Kurumun’ca davacı eşe, yalnızca ölüm sigortası dalından dul aylığı bağlanmış bulunması, Kurumca bağlanan bu yardımın belirli bir süre sigortalı olma ve prim ödemiş bulunmasından ileri gelmesi, desteğin ölümüne neden olan haksız eylemin sebep olduğu zararla Kurumca bu vesile ile sağlanan yarar arasında uygun illiyet bağının bulunmaması, hukuki dayanaklarının farklı oluşu ve açıklanan denkleştirme kuralının esasları hep birlikte göz önünde tutulduğunda ölüm sigortasından davacı eşe kurumca bağlanan dul aylığının haksız eylemin sebep olduğu zarardan düşülmesi gerekmez. Esasen Sosyal Sigortalı ile onun hak sahiplerini sigortalılığın sona ermesinin iktisadi sonucundan korunmak amacını güder. Sigortalı olma sonucu sağlanan bu yardımlardan haksız eylem sorumlularının yararlanmalarını haklı kılacak bir hukuk kuralı da yoktur. Sosyal Sigortalar Kurumu’nun ölüm sigortasından sağladığı yardımlardan dolayı yardım ettiği kişiye halef olacağına dair yasada bir hüküm de olmadığından haksız eylem sorumluları mükerrer ödeme durumunda da kalmayacaklardır” denilmiştir. Sonuç olarak uzun vadeli sigorta kolundan bağlanan ölüm aylığı geliri belirli süre prim ödeme veya belirli süre sigortalı olma ve prim ödeme şartına bağlı olmasının yanında 5510 sayılı kanunda ölüm aylıklarının işverene rücu edilebilmesine dair özel hüküm bulunmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına ödenen ölüm aylığı bedelleri işverene kusuru olsa dahi rücu edilememektedir. Bu nedenle rücu edilemeyen bedeller de işçi yakınlarının işverene karşı açacağı maddi tazminat davasında ödenecek tazminat bedelinden tenzil edilememektedir. İŞ KAZASI SONRASINDA YAPILAN TEDAVİ HARCAMALARI İş kazası sonrasında oluşan ölüm neticesi meydana gelene kadar bir takım tedavi harcamaları yapılmış olabilir. Bu tedavi harcamaları ise kısa vadeli veya uzun vadeli sigorta kollarının sağladığı haklardan değil, bir başka sigorta kolu olan 5510 sayılı kanunun 60. maddesinde düzenlenen Genel Sağlık Sigortası’ kolundan karşılanmaktadır. Yapılan tedavi harcamaları tamamen Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmakta olup işverene rücu edilememektedir. Zira 5510 sayılı kanunda genel sağlık sigortası kolundan Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılacak olan ödemelerin işverene ya da üçüncü kişilere rücu edileceğine dair hüküm bulunmamaktadır. İşçi yakınlarının da tedavi harcamalarını Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılaması sebebiyle ayrıca işverenden tedavi harcamaları sebebiyle maddi tazminat talep etmeleri mükerrer ödeme söz konusu olacağından mümkün değildir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2015/18909 E. 2016/15528 K Tarih sayılı kararında ’ İş kazası sebebiyle davacı tarafça yapılan tedavi giderinden işverenin sorumluluğunun belirlenmesinde hataya düşüldüğü görülmektedir. Gerçekten sarf tarihinde yürürlükte bulunan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası; iş kazası sebebiyle işverenin sigortalısına karşı, işe Kurumca el koyuncaya kadar sağlık yardımlarını yapma ve vizite kağıdı düzenleme dışında bir yükümlülüğünü hükme bağlamamıştır. Aksine, iş kazasının oluşumundan itibaren her türlü sağlık yardımları ile Kurumun sorumlu olduğunu kabul etmiştir. Sözü edilen Kanun'un iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni; sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde, onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak Kuruluşu belirlemektir. Bu duruma göre, bir iş kazası nedeniyle, sigortalının başvuracağı mercii kendisini bu yönden güvenceye alan, Kurum ve onların sağlık kuruluşlarıdır. İşveren, bu tür zararlandırıcı olayların meydana gelmesi durumlarında; artık sigortalısına karşı muhatap olmaktan çıkar, kurum doğrudan devreye girer. Esasen işveren de belirtilen sigorta kolu sebebiyle Kanun'un belirlediği orandan prim ödemek ve ayrıca koşulları varsa, Kurumun yaptığı harcamaları kuruma geri vermekle sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle, gerek sigortalı ve gerekse işveren, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolundan birbirlerine karşı değil, doğrudan Kuruma karşı sorumludurlar. Belirtilen nedenlerle, davalı işverenin tedavi giderlerinden sorumlu tutulması, usul ve yasaya aykırıdır.’’ Denilmiştir. Sonuç İş kazası sonrasında ölen işçilerin yakınlarına yalnızca kısa vadeli sigorta kollarından bağlanan gelirler ve ödenekler işverenin kusuru oranında işverene rücu edilebildiğinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işverene açılan rücu davasında işçi yakınlarına ödenen bedellerin kısa vadeli sigorta kolundan mı yoksa uzun vadeli sigorta kolundan mı ödendiği sorulmalıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına yapılan ödemeler uzun vadeli sigorta kolundan yapılmış ise bu ödemelerin işverene rücu edilebilmesi mümkün değildir. Yine tedavi giderlerinin işverene rücu edilmesi genel sağlık sigortası sigorta kolunda rücu ilişkisine dair hüküm olmadığı için mümkün değildir. İşçi yakınları da bu giderleri Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsil edebildiği için işverenden tedavi gideri adı altında maddi tazminat talep edememektedirler. İşçi yakınlarının işverene karşı açacağı maddi tazminat davasında Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan ödemeler dosyaya sunulmalı ve belirlenecek olan tazminat bedelinden Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan ödemelerin tenzil edilmesi istenilmelidir. İşverenin hem Sosyal Güvenlik Kurumuna hem işçi yakınlarına aynı nitelikteki maddi tazminatı mükerrer olarak ödememesi için iş kazası sonrasında Sosyal Güvenlik Kurumunun işçi yakınlarına yapacağı ödemeyi ve Sosyal Güvenlik Kurumunun kendisine rücu edeceği miktarın belirlenmesini beklemelidir. İşveren Sosyal Güvenlik Kurumunun yapacağı ödemeyi beklemeden işçi yakınlarına maddi tazminat niteliğinde ödeme yapmış, Sosyal Güvenlik Kurumu da işverene kusuru oranında rücu etmiş ise mükerrer yapılan ödemelerin işçi yakınlarından sebepsiz zenginleşme davası ile iade alınması mümkündür. Bunun yanında işveren, işçi yakınlarına manevi tazminat niteliğinde ödeme yapacak ise Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına yapılacak olan ödeme miktarının belirlenmesini beklemesine gerek yoktur. Zira Sosyal Güvenlik Kurumu işçi yakınlarına yalnızca maddi tazminat niteliğinde ödeme yapmakta ve yaptığı bu ödemeden işverene kusuru oranında rücu edebilmektedir. Av. Oğuzcan Görgöz
iş kazasında ölen kişinin ailesinin hakları